Almanca Rap

90'lı yılların başında Amerikadan sonra Almanya da da tanınan bu müzik tarz'ı en başta herkes tarafından pek hoş karşılanmamıştı. Ne de olsa o güne kadar "Müzik" denildiği zaman genellikle Aşk, Sevgi, huzur, vb. şekilde dile getiriliyordu. Rap ise yadırganmıştı. nedeni ise Şarkılarda küfür, şiddet gibi kimsenin görmek istemediği veya görmemezlikten geldiği olayları anlatmasıydı.

Almanya'da ilk kendini Televizyonlarda gösteren Rap Grubu ise "Die Fantastischen 4"di. kendileri halen müzik yapmakta. fakat eskisi kadar popüler değiller. Almanyayı diğer ülkelerden ayıran konu ise her şehirin kendi Underground'u na sahip olması. Amerika da misal olarak East Coast West Coast Dirty South olarak ayrılabilinir. fakat almanya da bunu şehirler arası ayırmak gerekir. İlk Underground sahneleri Hamburg'da toplanırken gün geçtikçe Almanca Rap'in Merkezi Berlin'e doğru kaydı.

Tanınan Rapçilerin bulunduğu şehirler:

Berlin -> Kool Savaş, Bushido, Aggro Berlin
Hamburg -> Samy Deluxe, Fettes brot
Frankfurt -> Azad
Münih -> Blumentopf
Stuttgart -> Massive Töne, Curse
Mönchengladbach -> Eko Fresh

Gelelim Almanca Rap'in diğer avrupa ülkelerindeki etkisine.

Şu sıralar Avrupa'da kendini kanıtlamış tek ülke Almanya. belki bunun yanına Fransa yı da katabiliriz. ama diğer ülkelerde bu böyle değil.
peki Almanca Rap'in Türkçe Rap'e etkisi ne? bence Almanca Rap olmasa Türkçe Rap bu kadar gelişmiş (ki türkçe rap aslında şu an sürünüyor. bunu kabullenmek lazım) olmazdı. Türkiye'de Raple TV'lere çıkan. ve Türkiye'nin tanıdığı ilk grup "Cartel" ve onlar da Almanya da yaşayan gurbetçilerimizin oluşturduğu bir gruptu.
yani o Underground'da yetişmiş. ve kendini Türkiye'de kanıtlamaya çalışan bir grup.

Ceza'nın bir röpörtajı geldi aklıma. orda kendisi söylemişti. zamanında Türkçe Rap kaseti bulamadığından Almanya da ki arkadaşları veya yakınlarından Rap kaseti getirtip almanca Rap dinliyormuş.

Tekrar Şehirler arası bulunan mevzulara dönecek olursak son 2 sene de bu almanya da git gide çığırından çıkmaya başladı. Eskiden sadece Sözlü olarak atışma (battle) competition ve albümlerde birbirlerine diss atarak saygı kazanan rapçiler artık sözlü düello ları bırakıp direkman dövüş sahnesine çıktıklarını sanmaya başladılar. tabi bunda birbirlerine söyledikleri sözlerin etkisi çok.
Geçen sene Stuttgart'da yapılan Hip Hop Open Festivalinde Sido sahnede Azad'ın anasına sövünce Azad bunu kendine yediremeyerek (doğal olarak) gidip backstage de Sido'yu tekme tokat dövmüştü.

ve son zamanlarda çıkan Diss olayları ise artık Almanca Rap'in her yönüyle her şeyi yaptığı ve yapacak bir şey bulamadıkları için artık bu tarz şeylere başvurduğunu gösterir oldu.

3 yıl boyunca Optik Records da Kool Savas'ın yanında yetiştikten sonra çekip gidip ben artık büyüdüm kendim daha iyi işler yaparım gibi şeyler söyleyip Pop'çu lar la düetlere çıkan Eko oradan fazla para kazanamamış olacakki kalkıp tekrar "Underground dayım ben yo yo" tarzı saçmalıklar söyleyip Kool Savas'a diss atmıştır.
Tabi bu fırtına öncesi sessizliği bozan ilk adımdı. bundan sonra gelen dissler ise sırayla şöyle:

Eko - Die Abrechnung (diss: Kool Savas, Bushido, Aggro Berlin, Azad, Samy deluxe)
Kool Savas - Das urteil (diss: Eko)
Bushido ft. Eko - Flerrater (diss: Fler)
Fler - Du Opfer (diss: eko)
vs. vs. (daha çok vardı ama yazma gereği duymadım. en önemli dissler bunlar)

tabi şu sıralar durumlar karmakarışık. ezilmemek için yeni Albüm çıkaran çıkarana.

yani kısaca 2005 yılı Almanca Rap'in gelmiş geçmiş en heyecanlı ve en verimli yılı oldu. daha nice bu tarz yıllara inşallah