HOŞGELDİNİZ, Misafir. Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970 Toplam Mesajınız: 0
|
|
| Aşkı Anlatan Şiirler .. | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| | | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:21 pm | |
| Özlem... Su ne kadar önemlidir ki aktığı sürece…ışık ne kadar önemlidir ki yandığı sürece…insan ne kadar önemlidir ki yanındayken… … …
En çok kaybettiği değerler için ağlarmış insan…kıymet bilmek, yanındayken yokluğunu hissetmek, avuçlarının sıcaklığında terlerken ellerin, bir kutup ayazında üşüdüğünü düşünmek veya beraberken oturup bir ayrılıp mektubu yazmak…hangi ilişkide hangisini düşündük ve ne kadar kıymet bildik sahip olduğumuz değerleri yitirmemek adına…
Neleri göze almalı, nelerden caymalı, ne kadar cesaretli olmalı ve ne kadar hiçe saymalı gururu “özlem” duymamak adına…
Sahiplenme duygusu ne kadar bitimsiz bir istekse insan ömründe,özlem duymakta o kadar kaçınılmaz değil mi hayatımızda…
“ölümden değil yaşayamadıklarından kork”*
Yarına keşken kaldıysa, kaderin sana çizdiği bölgede ve bir birliktelikte güzellikleri yaşamak adına tükettiğin zaman dilimlerinin, sende bıraktığı izler ruhunu doyuracak boyutta mı…yoksa yaşayamadıklarına karşı bir hayıflanma mı var kaderine…”özlemek veya özlenmek” bence bu paragrafın başına dönüp tekrar düşünmeliyiz “insan yaşayamadıklarını özler”
Susamanın, acıkmanın ve özlemenin ne yazık ki tam bir kelime karşılığı yok… yalnızca kendi yüreğinde hissedersin bu duyguyu...neyi ne kadar yaşadıysan o kadar onu duyumsarsın ruhunda…
“cismi de yok resmi de”**
İnsana duyulan kısmı yürekte hissedilen en derin boyutu bence…özlenmeyen biri olmaksa anlarda bıraktığın izler adına ne büyük bir kayıp...
Titrek bir mum alevinde, sigarandan soluklandığın her dumanda,duyumsadığın her iyot kokusunda hayal kurup birini özlemek, gelmeyeceğini bile-bile beklemek ve dilemek hem de …yaşananları yinelemek adına ne büyük bir sabırdır…
Her insan hak ettiği yerdedir…düşünce gücün ne kadar olumluysa ve ne kadar hoşgörülüysen yaşama ve insana karşı,bir o kadar alırsın karşılığını “özlemek veya özlenmek” adına…
İnsan her beraberlikte her gün yeni bir şey keşfetmek ve yarına keşke bırakmamak için zorluyorsa kaderini ve her şeyden önce adam gibi sevmesini ve paylaşmasını biliyorsa yüreği yettiğince, özlem onu yıkacak kadar güçlü olmaz hiçbir zaman...bir merdiveni adım-adım çıkıyorsan,ayağının takılma şansı azdır tökezlenme adına…
“özlem…”
Nasıl anlatılır ki! hangi harfi-hangi kelimeyle… , …hangi cümleyi-hangi paragrafla birleştirip anlatmalı… , … kimi zaman çöl gündüzleri kadar sıcak ve gergin, kimi zaman çöl geceleri kadar ıssız ve serin değil mi…
…özlem… ocak beyazı-şubat ayazı… …özlem… mart çamuru-nisan yağmuru… …özlem… mayıs güneşi-haziran ateşi… …özlem… temmuz yangını-ağustos kızgını… …özlem… eylül hüznü-ekim sürgünü… …özlem… kasım soğuğu-aralık buzluğu…
…özlem…özlem…özlem… bazen çok, bazen az ama hep var değil mi…
“özlem…”
Her aya, her haftaya, her güne,her ana yetecek bir özlem yaratabiliriz beynimizin kıvrımlarında…hayal gücünün sınırlarını zorlayacak kadar çok özleme sahip olabiliriz.
Hadi gelin “sahip olduğumuz değerlere sahip olduğumuz anlarda özlem duyarak yaşamayı öğretelim yüreğimize”…olur mu… … … | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:22 pm | |
| Özlemek
Birden özleyiveriyorsunuz... Çoktan unuttugunuzu sandiginiz ya da yalnizca bir kere karsilastiginiz ve özlemek için yeteri kadar tanimadiginiz birini bir sabah çilginca özleyerek uyaniyorsunuz. Rüyalariniz, içinizdeki o gizli, esrarini ele vermez büyücü, siz çarsaflarinizin arasinda, bütün tehlikelerden uzak, güvenle yattiginizi sandiginiz bir anda, usulca ruhunuza sokulup, sizden habersiz oralara yigilmis cephanelikleri birer birer atesleyiveriyor. infilaklarla sarsilarak uyaniyorsunuz. Hayatinizda olmayan birini hayatiniza almak, ona dokunmak, onun sesini duymak için kivranirken buluveriyorsunuz kendinizi... Özlemek, o yakici istek, bilinen herseyi ve önem sirasini degistiriveriyor. Özlediginiz ise çok uzaklarda... Yaninda olmasini istediginiz halde yaninizda olmayan bir tek kisi, yaniniza bile yaklasmadan, hatta onu özlediginizden ve onu istediginizden haberdar bile olmadan, bütün hayati, bütün görüntüleri eritip baska kiliklara sokuyor... | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:22 pm | |
| Beklemek....."
Bakmayın öyle sekiz harf, üç hece, tek kelime olduğuna... ne anlamlar barındırır içinde... ve ne zor bir kelimedir... hem söyleyen... hemde söyleten için... bekleyen bekler, bekleten bekler...
Beklemek... beklersin elin telefonda... bir ses, bir nefes... şimdi dersin.. ha şimdi... beklersin... gelmez üzülür... gelir sevinirsin... birde ansızın gelenleri vardır, pat diye çalar telefonun.. dünyalar nasıl senin olur ki... gelen zaten dünyan değil midir?...
Beklemek... gözün yollarda, kapılarda... belki dersin, şu yoldan karşıma çıkar.. bugünde burdan gideyim... beklersin çalan her kapı zilinde onu görmeyi... evini dahi bilmediği halde beklersin... açarsın kalırsın öylece... ve beklemek çokda hüzünlü bir şiirdir...
Beklemek... tüm benliğinle, tüm hasretinle... geleceğini bildiğin için beklersin... hasretlerin hasrette... hasret çektiren hasret değil mi?... beklersiniz... birgün dersin.. gelecek... gitmeyecek... o an’ ın heyecanı ile beklersin... ve düşününce nasılda sevinç sarar her yanını.... hayali bile böyle iken... kendisi nasıl olur dersin... ve beklemek çokta güzeldir gelecek olan için...
Beklemek, beklemektir... ve beklemek, bekleyen ile bekleten arasında bir bağdır aslında...
Kimi zaman hüzün olur... kimi zaman sevinç ve heyecan... karar size kalmıştır... hangisini seçersen o anlamda beklersin... bana sormayın... yazan benim... siz hangi beklemek ile beklersiniz... | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:23 pm | |
| Ne acıdır bilir misiniz sevdiğiniz size çok yakınken ona dokunamamak Her gün onun hayali ile yaşayıp bir türlü ona kavuşamamak Onun için harp edip asla onu kazanamamak Ne acıdır bilir misiniz kollarınızın arasından uçup giderken sessiz kalmak
Sen şimdi başka ellerde ben ise buralarda yalnız Gittiğin günden beri kimsesiz çocuklar gibi sahipsiz Artık sonumu bekliyorum sensiz bir hayat anlamsız Nerdeysen dön be gülüm bu kalp sensiz çok ıssız
Kendimi hiç affetmeyecem haykıramadım seni sevdiğimi dünyaya Bırakma beni diyemedim sessizce ağladım kara bahtıma İstesen semaları yere indirirdim küçücük sevgiyi çok gördün sen bana Kalbimde çağlayan aşkımı anlatamadım bir tek sana
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak çaresizce bekliyorum İnfaz emri verilmiş idam mahkumları gibi artık son günlerimi sayıyorum Ölmeden önce senden sadece şunu unutmamanı istiyorum Ben seni hala çok ama çok seviyorum | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:23 pm | |
| Üzerine bastığında kolaylıkla kırabileceğin bir sonbahar yaprağıyım şimdi... Bir dokunsalar bin çıtırtı işitecekler yüreğimden... Kurudum rüzgarında aşkın... Yıprandım... Ezildim... Unutuldum bir köşede... Tutunamadım bir ağacın gövdesine... Yüreğime tutunup aşkı yaşayanlar her seferinde acı bıraktılar payıma... Sevgiye, mutluluğa dair ne varsa götürdüler... Damarlarımdaki yaşama sevincimi... Rüzgara boyun eğmeyecek yanlarımı götürdüler bir bir...
Çırılçıplak hissediyorum kendimi... Korunmasız... Yapayalnız... Tek başına... Bi'çare...
Zavallı kuru bir sonbahar yaprağıyım şimdi...
Bıraksan rüzgar savuracak göklere sonra yine yerlerdeyim... Acımasız bir yürek ezecek belkide... Belkide umutsuzluğa hükümlü bir sevgili yüreğin ellerinde hayat bulacağım yeniden bir kitap arasında...
Saklı kalmış bir anıyı gün yüzüne çıkaracağım... Kimbilir... | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:25 pm | |
| Yalnızlık Korkusu Sevdiğimiz eşyayı, dostları yada sevgiliyi. Sonunda yürekte kalan hep ayni duygu, hüzün... Çünkü yitirilene alışmışızdır, sevmişizdir, bizimle olan beraberliği keyiflendirmiştir. Çünkü o beraberliğe değer vermişizdir.
Ya o güzelliği yasarken; paylaşımı, keyfi, sevmeyi ve sevilmeyi birlikte hissederken...
Hep korkmaz miyiz? İçimizi en güzel anlarda bile hep sarmaz mı? Ya biterse? Ya yok olursa bu güzellik?; endişesi..
Tabii ki bitecek. Yaşadığımız mutluluklar, hüzünler hep bitmedi mi? Hep yerine başka başka hüzünlere, mutluluklara bırakmadı mi?
Gene ayni korkular, ayni endişeler...
Peki sahip olduğumuz güzellik için yitirme korkusuyla ağlamak niye? Kime? Ne için ? Biliyor musunuz?
Dökülen göz yaşları sadece kendimiz için.. O değere sahipken de, yitirdiğimizde de.. Çünkü bizi asil korkutan YALNIZLIK..
İçimizde hissettiğimiz o güzel duyguları uzunca bir süre tekrar yaşayamamak..
Özlemek, özlenmek, sevmek, sevilmek, sım-sıkıca sarılmak, o bedenin canini, kanını hissetmek, sevişmek.. Hangisi kolay vazgeçilir hazlar ki?
Biten aşklarda da, biten ömürde de yanaklarımıza dökülen gözyaşları hep kendimiz için.
Çünkü merkez hep biziz, doymak bilmeyen egomuz.. Ve o egoyu doyurabilmek, hoşnut kılabilmek için ne kadar çok çırpınır dururuz.
Bizim sevdiklerimiz bizi muhakkak sevmeli, özlediklerimiz özlemeli, doğrularımız her zaman tek doğrudur.
Ya yanımızda ki insan ? Onun egosu ? Arzuları, özlemleri veya usandıkları...
Ne kadar o sevdiğimiz insana karşı fedakarız? Vermeden neyi ne kadar alabiliriz ki?
Bizler; hep ilişkilerimizde hesap kitap içinde değil miyiz ? Her zaman denge.. Verdiğimiz kadar alalım, aldığımız kadar verelim hesapları yapar dururuz.
Sonuç YALNIZLIK .
Peki bu kadar yalnızlıktan korkuyor, yaşanılan güzellikleri, paylaşımı bir daha yasayamamak endişesiyle kaybedeceğimiz değere ağlıyorsak niye bu kadar ince hesaplar.
O değer bize mutluluk yerine hüzün, kargaşa yaşatıyorsa zaten vazgeçmeliyiz.
Yok eğer yaşamın sıkıntılarından biraz da olsa bizi alıp mutluluk veriyorsa o zaman gözyaşı yerine biraz daha akilci olmak daha doğru değil mi? Sıkıca, hiç bitmeyecekmiş gibi o güzelliği, huzuru sonuna kadar yasamak varken neden korku??
Bilirsiniz.. Anılarımızda öylesine anlamlı, mutlu anlar vardır ki, kimi zaman onca geçen yıllara değerdir. Tabii ki bu değerler karşılık bulduğunda daha da değer kazanacaktır.
Eh iste o zaman bize biraz daha is düşüyor demektir. Daha çok özen... Çünkü yasam içinde, ayni frekansı yakalamak o kadar zor ki...
Sevgiyi, özlemi birlikte yasamak doyumsuz bir hazdır. Artık o sevdiğin insan kendin olmuşsundur. Korursun, tıpkı kendini koruduğun gibi. Üzmekten, incitmekten korkarsın. Artık hesap, kitap yapılamaz. ; Daha çok vermek vermek istersin. Çünkü ego vererek de doyumu öğrenmiştir. Çünkü gönlünü ayna tutmuşsundur o sevgiliye. Çünkü yitirme korkusu askı ölümsüz kılar.
Çünkü ayrılmanın da bir vahşi tadı var Öyle vahşi bir tat ki dayanılır gibi değil Çünkü ayrılık da sevdaya dahil Çünkü
AYRILANLAR HALA SEVGILI..
keşke ve bile hayat keşkelerle başlayıp keşkelerle bitiyor ama boşverelimki hayat ne olursa olsun devam ediyor.ama ki şunu unutmayalım birde bilelerimiz vardır bunuda şöyle tanımlaya biliriz.zaten keşkesiz ve bilesiz hayat olamaz. bir karanlık gecesi yürüyordum sahilde birisi bilmemki kim elini uzattı bana tutmamak için çabaladım. ama neyazıkki tuttum.sonra keşke tutmasaydım dedim. çünki ondan sonra başıma kötü bir olay geldi.yani keşkesiz bir hayat bazıları için iyi bazıları için ise kötüdür... | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:25 pm | |
| Özlemedim Seni
Hiç özlemedim seni Özlemek dostluktandır dostluğundan öte bulmalıyım seni
Sıcaklığını bulmalıyım dokunuşları, kenetlenişi Terimizle sulanmalı yeryüzü güneş terimizde ışıldamalı sabah olunca Apansız fırtınalar çıkmalı sarsılmalıyım Özlemek yanında olmak isteğidir gülüşünü görmek biraz da Hiç özlemedim seni
Saçlarına gül takmam bir ırmak gibi akıtırım ovaya soluğunla yanar dudaklarımın bozkırı
Akkor halindeki ufuk bakır bir tel gibi eriyip gider kraterler ortasında kalırım | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:26 pm | |
| O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de, kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla, tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri, her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de, dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel, namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından, dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine, kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci dereceden failidir" denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse...
Evet Sevgili, Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı [i] | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:26 pm | |
| Sen Yoktun
Hüzün vardı yine. Sessizlik vardı. İçimde eriyen bir duygu... Ama çığlıklar yoktu...
Dualarım vardı, Hep adının geçtiği... Ağlayan gözlerim vardı. Ama gücüm yoktu...
Yeni yüzler vardı. Yeni sesler, soluklar... Eskiye karşı özlem vardı. Ama eski gülüşüm yoktu...
Dertlerimi anlattığım sigaram vardı, Yaşamama destek veren. Arkadaşları vardı, sevdiklerim, Ama sen, en sevdiğim yoktu...
| |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:27 pm | |
| Ölüm Bile
Ölüm bile geç kaldıktan sonra Bütün ilkleri sona bırakmanın belki de tam zamanı Ben her şey bir ırmaktır sanırdım Bunun için günlükler tutmaya kalktım Ve tarihleri karıştırdım nasıl da
Aldım şapkamı gidiyorum şimdi İniyorum kentin çekirdeğine kendime yeni dalgınlıklar buldum son günlerde Dev yapılar ufuk çizgisinin önünde birer parmaklık gibi Kırmaya kalksam çocuklar uyanacak Ben odama döneyim en iyisi
Öyleyse nice yağmur Niye bir kız saçı gibi sokaklarda Aynaya baksam kalbim görünür Aklımda gitgide büyüyen yara Bir ağacın en uzak dalı gibi sessizce çürür Ölüm, evet ölüm bile geç kaldıktan sonra | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:27 pm | |
| Ben sana git diyemem
Yanımda ol dedikçe Duydukça yüreğimde Uygarlık kargaşasını aşıp Sevimli kasabalar halinde Denizini, Olta iplerini Ve çekingen bedenini Alarak geliyorsun
Ben sana git diyemem Ayaklarına gölgelerimi asıp Saçlarına vurgunca dokunan Güneş ışıklarına Demir döküp Dudakların kadar ateş içinde Kalıncaya kadar bedenim; Kış mevsimi de başlayıp Donmayınca balıklar Ben sana git diyemem | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:27 pm | |
| SENSİZ
Yağmurun tadı yok sensiz Ne kış ne bahar Mehtap bile inek gibi bakar Mavi bir boşluk deniz. Tadı kalmadı şarkıların İçki kadehi soğuk Dün , bugün , yarın Manasız donuk Sen olsaydın eğer Seninle gelseydi yağmur Kar , tipi , çamur Koymazdı bu kadar . Mehtap göz kırpardı tatlı tatlı Zeki ve çapkın Ses ve ışık dolardı deniz Dalgalar cana yakın . Varsın bağırsın sarhoşlar , satıcılar Kar kış kıyamet kopsun Bahar canı isterse olsun Akşam da olmayaydı sabahta Beraberdik sevapta , beraberdik günahta Yağmurun tadı yok sensiz Ne kış ne bahar Mehtap bile inek gibi bakar , Mavi bir boşluk deniz | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| | | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:28 pm | |
| şk Çiçeği
Bir gün tutar bir caneriği çiçeğini sunar bahara. Bür tutam serinlik, bir yürekte buğulanan sıcaklık . Ve konar gözlere bir öpücük gibi kuşların bahar sevinci. Okşar bir annenin parmakları gibi usulca saçlarımızı seher yeli. Bir tutam gün ışığı dolar içimize, bir tutam sevinç çığlığı.
Ne zaman bahar gelse sevinci yaşar kırlar, dağlar, ovalar, denizler, dağlı çocuklar umudu kucaklar bir yanımızda; bir yanımız da kuşlar, ağaçlar, çiçekler, kelebekler, cerenler sevinci yaşar. Aydınlık gelir dört bir tarafa, gürül gürül akar dereler. Bir dağ pınarı gibi hayat kaynar kanımızda, yüreğimizde tomurcuk tomurcuk aşk fışkırır. Alıp götürür duygularımızı dağların ötesine serin serin esen rüzgarlar...
Bu dağların sevda türküsüsün sen, denizlerin mavisi, bulutların beyazı. Ne zaman bahar gelse, yağmur yağmur çiçek açar sesin gökyüzünde. Ben sonbaharın yorgun, yanık türküsüyüm oysa, sarıya çalar rengim, rüzgarlar estikçe savurur yapraklarımı uzak diyarlara. Sen gülüşünde baharın ilk sevincini, gözlerinde göğün uçuk mavisini taşıyorsun. Yaşamak bir su gibi berrak yüzünün aydınlığında, bir köy türküsü gibi hilesiz ve içli.
Ben seni ozanca sevdim türkübakışlım, sular gibi temiz, bir rüzgar gülü gibi hilesiz. Mehtabın güzelliği, yıldızların ışıltısısın sen karlı dağlarda, rüzğarların soluğu, güneşin dostluğusun. Umut, aşk ve alın terisin akalınlarda. Toprağa ekilen tohum, bahara söylenen türküdür dilin. Ceylan gözlerin sevinci, dudakların ıslığısın türkülü ırmaklarda.
Acılar içinde de olsa yaşamı çılgınca sevdim. Çılgınca sevdim dağları, denizleri, kuşları, ormanları, umudu, sevinci, güneşi, çocukları. En çok da seni sevdim aşkçiçeğim.
Kar türküleri kederlidir gülüm, kar türküleri acılı. Gidersen kar yağar istasyonlara Bir gülü büyütmek kadar zor ve güzel, seni düşlemek dağların ötesinde. Seni dağlı bir çiçek gibi göğsümüm üstünde, namusumun akında taşıdım hep. Bu sevdayı alıp gitme benden, alıp gitme buralardan, gözleri türkülü kuşum . İçimdeki baharı öldürüp gitme. Kimsiz, kimsesiz kalır yüreğim. Körpe bir dal gibi koparma sevinçlerimi yüreğimden. Gitme figan düşer denizlere sular çekilir yağmur yağmaz vahalardan kirpiklerime bir rüzgar hıçkırır tenhada, bir dal kırılır boynunu büker sabah kervanları kelebekler ölür
gitme bir yıldız küser göğüne, içini çeker bir çocuk şaşırır yönünü rüzgarlar bütün pınarların suyu çekilir solar nazlı çiçekleri kalbimin, üzülürüm
gitme öksüz kalır içimdeki imge dağları saçlarını öpen seher yeli, çoban yıldızı bir daha turnalar geçmez, bülbüller ötmez çiçekler açmaz bahçemde ah be gülüm
gitme içimdeki bütün vagonlar devrilir bir kar yağar istasyonlara, üşürüm
gitme bütün ormanlar ateşe verilir kuşlarda gider bu kent de, ölürüm
gitme kal menevşeler açsın dağlarda sevince dönüşsün gökyüzü iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm yokluğuna alışamam yokluğun ölüm | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:29 pm | |
| Hüzünlü Geceler
İsmini andım hüzünlü gecelerde Senden uzak gözlerim ıslak hüzünlü Dudaklarımda binlerce seranat Sinemde yalvarış dillerimde yakarış Ayaklarımda pranga ellerimde kelepçe Kalemlerimde sana yazılmış dilekçe
İsmini andım hüzünlü gecelerde Nağmeye bürünmüş hasretinden Bir mehtap gecesinin şevkinde dururken Küllenen acılar savruldu yeniden İsmini andım hüzünlü gecelerde
Tatlı bir yorgunluk sarar yeniden Tatlı bir hüzün sarar yeniden Acı gülümsemeler dudaklarda yeniden Bir meltem bir esinti bir fısıltı derinden İsmini andım hüzünlü gecelerde
İsmini andım hüzünlü gecelerde hüzzam bir ayrılık şarkısı mırıldanırken Yalnızlık acı elem keder geriye kalan Sadece sadece bir elveda kısacık İsmini andım hüzünlü gecelerde
Çaresiz umutsuz gözyaşları Söyler misin gözbebeğim Söyler misin birtanem Ayrılık acısı ve hüzün Neden arkanda bırakılmış İsmini andım hüzünlü gecelerde
Senden ayrı saatler gün günler yıl Yıllar mevsim mevsimler asır Hasretinden şiirler mısra mısra Dokusu gözyaşı ilmeği hüzün Kafiyesi ızdırap hecesi hüzün-efza İsmini andım hüzünlü gecelerde
İsmini andım hüzünlü gecelerde Senden uzak gözlerim ıslak hüzünlü Dudaklarımda binlerce seranat Sinemde yalvarış dillerimde yakarış Ayaklarımda pranga ellerimde kelepçe Kalemlerimde sana yazılmış dilekçe
İsmini andım hüzünlü gecelerde Nağmeye bürünmüş hasretinden Bir mehtap gecesinin şevkinde dururken Küllenen acılar savruldu yeniden İsmini andım hüzünlü gecelerde
Tatlı bir yorgunluk sarar yeniden Tatlı bir hüzün sarar yeniden Acı gülümsemeler dudaklarda yeniden Bir meltem bir esinti bir fısıltı derinden İsmini andım hüzünlü gecelerde
İsmini andım hüzünlü gecelerde hüzzam bir ayrılık şarkısı mırıldanırken Yalnızlık acı elem keder geriye kalan Sadece sadece bir elveda kısacık İsmini andım hüzünlü gecelerde
Çaresiz umutsuz gözyaşları Söyler misin gözbebeğim Söyler misin birtanem Ayrılık acısı ve hüzün Neden arkanda bırakılmış İsmini andım hüzünlü gecelerde
Senden ayrı saatler gün günler yıl Yıllar mevsim mevsimler asır Hasretinden şiirler mısra mısra Dokusu gözyaşı ilmeği hüzün Kafiyesi ızdırap hecesi hüzün-efza İsmini andım hüzünlü gecelerde | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:29 pm | |
| Yüzlerce mektup yazdım sana sevgili. Binlerce satır döktüm ayaklarının altına. Her bir sözcüğünde derdim sana olan sevgimi; her bir satırında kümeledim sana hasretimi... Yüreğimin en kuytusunda sakladım her birini, hatıraların kollarında. Bilmedin, duymadın, görmedin.
Ay karanlık bu gece. Soluğu kesilmiş yıldızların, nefesi yok bulutların. Tüm dünya durmuş, zaman durmuş. Tüm ağaçlar kulak vermiş sevgime. Sokaklar beni dinliyor sessizlikte... Sensizlikte... Mısralarım daldı yine hayallere, bir mektup düştü yüreğime. 'Özledim' dedi kalemim, yazdı ellerim.
'Özledim, sevgili, Kumral perçemlerini özledim... Saçlarının alnımı usulca öpüşünü Derin çizgilerin altında çakan gözlerini Bakışlarındaki ela gölgeleri özledim; Hüzünlü ve yorgun...'
İlkyaz güneşleri savruldu belleğimde. Ada vapurlarının saatleri karıştı sözlerimde. Son anda yakaladım baharı ela gözlerinde. Tuttum ellerinden sevginin, sımsıkı tuttum. Bırakmadım, kapsın martılar düşlerimizi. Bırakmadım, aynalar yok etsin yüzlerimizi. 'Hala dudaklarımın kenarında bir gülümseme yapışıp kalmış bugünden yadigar' dedi sesin. 'Özledim' dedi kalemim, çırpındı kirpiklerim.
'Özledim, sigara kokan sesini; Gönlümü sevgiyle sarmalayan ılık nefesini Nisan yağmuru gülümsemeni özledim... Sonbaharda yaşattığın ilkyaz güneşini Kavuşmalarımızı özledim; Gecenin sabahla buluşması gibi Doyumsuz ve dingin...'
Hasretin yaktı Ada'yı, yaz günlerinde. Bekledi bakışlarım bir nefesini, bir sesini. Merak etti; neredesin, kiminlesin? Hatırlar mısın seni anan dizeleri? Hatırlar mısın ellerimin yumuşaklığını, gözlerimin sıcaklığını, saçlarımın Ada rüzgarında dalgalanışını? Sana bakışımı hatırlar mısın? Unuttun mu yeminlerimizi? Benliğimizi kül eden o ateşi unuttun mu? 'Özledim' dedi kalemim, kavruldu yüreğim.
'Özledim, şimşekler yakan temasını Delidolu sağanaklarda ıslanan arzularını Aşkını haykırmanı özledim... Ellerinin yüzümde iç çekişini özledim... Sevgiye aç ve çılgın... '
Gün hazana uçtu göçmen kuşun kanadında. Kızardı yapraklar, uçuştu sarı meltemlerin ardı sıra. Dövdü poyrazlar Ada yamaçlarını. Koptu tufanlar, sarsıldı kıyılar kızgın dalgalarla. Kestaneler yuvarlandı ayaklar altında; sıkıldı sokak lambaları derin yalnızlıkla. Duyamadım soluğunu yanaklarımda. Kırıldım sırça misali, darıldım sana... Yokluğuna... Suskunluğuna. Hüzünlü perçemlerin geldi aklıma, düştü yüreğime bir mektup daha. 'Özledim' dedi kalemim, eğildi gözlerim.
'Özledim, avuçlarımdaki yüreğini; Hazan yaprakları misali boynu bükük... Anıların kuytusuna saklanan vaatlerini Gerçekleşmeyecek hayallerini Hüzün dolu vedalarımızı özledim; Çaresiz ve dalgın...'
Sonuncuyu yazdım az önce, kış kapıyı çalınca. Bavullarımı toplar gibi topladım senli anılarımı kucağımda. Her birini özenle katlayıp sakladım gönül bohçamda. Bir daha aklıma düşecekleri güne kadar yatırdım hislerimi uykuya... Anıların kollarında... 'Bitti' dedi kalemim, sustu dillerim...
'Alıp da gittiğin bir yudum sevgiyi, Varlığını özledim...' | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:30 pm | |
| Bir deli özlem bu..
Özlüyorum seni, Yalansız bir özlem bu Dolansız, saf bir özlem. Yeni doğan bir çoçuğun Minicik elleri gibi Yumuşak ve mazlum bir özlem bu...
Gökyüzü kadar büyük Senin kadar yüce bir özlem bu...
Hasretten ağlayanan sevdalıların Yıllarca kavuşamayanların İki gün bile dayanılamayan bir özlem bu...
Ne yapacağini bilmeyen Telefonlar bekleyen Ağlayan, isyan eden Kendisini harap eden bir özlem bu...
Yolda yürürken Otobüslere dört gözle bakan Belki, onu görürüm diye Kıpır kıpır yerinde duramayan Salak salak, bos bos gezinen Seni arayan bir özlem bu.
Bulutlara baktığında bile Sanki seni göreceğini sanan Orda olmadiğını bilen Ama yinede şansını deneyen bir deli özlem bu...
Yani güzelim, Bir kalpsizi bile, Ağlatabilecek, bir deli özlem bu... | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:30 pm | |
| Martı Çığlıklarına Kurdum Saatimi
Kaç yağmur yağdı sen gittiğinden beri Kaç gecelerde ateş böcekleri cayır cayır yandı Haberin var mı kaç insan kırıldı sayende Kaç düşmanım oldu Kaç kaçabildiğin kadar kaç kere kaçtım kaçmaktan Kaç kere bıktım rüyamda seninle olmaktan Kaç kere kaç kere öldürdüm seni düşlerimde Ama sen yaşıyorsun ve ben binlerce kez ölüyorum her gülüşünde
Yeter diyorum artık canıma tak etti Unuttum diyorum artık sildim onu bitti Tıpkı sen gibi bu hayaller de gitti
Sabahları martı çığlıklarına kurdum saatimi Sekizi otuz geçe uyandırıyorlar beni hani belki uyanamam diye tam sekiz kırkbeşe ayarladım gemileri ama biliyorum bir sabah ne martılar uyandırabilecek beni ne de gemi düdükleri...
işte o zaman kız kulesini görmek için Üsküdar’a gitmeme gerek kalmayacak Ve de tutmak için ellerini Gerek kalmayacak ellerimi uzatmama
Sırf seni görmek için rüyamda Resminle uyumaya gerek kalmayacak
Sırf senin zalimliğinden Şu yumruk kadar yüreğim alev alev yanmayacak...
Gözlerine bakmak için Gerek kalmayacak denizlere bakmaya
Sözlerinin kulaklarımda yankılanmasını istediğimde Gitmeyeceğim vadilere çıkmayacağım dağlara Tıkmayacağım kendimi boş odalara
Bulutları getireceğim yanına Tutuklu kalmayacaksın semaya bakakalmaya
Hiçbir zaman yalnız kalmak için kendimi kovmayacağım içimden Hiçbir zaman pişman olmayacağım bu zor seçimden...
Sabahları martı çığlıklarına kurdum saatimi Sekizi otuz geçe uyandırıyorlar beni hani belki uyanamam diye tam sekiz kırkbeşe ayarladım gemileri ama biliyorum bir sabah ne martılar uyandırabilecek beni ne de gemi düdükleri... ne de yanıma gelen peri geri verecek son nefesimi...
İşte o anı bekliyorum ve çok yakın biliyorum Usul usul geliyor ben de ona gidiyorum Ancak ne o bana yaklaşıyor Ne de ben ona yetişebiliyorum Şimdi anlıyorum tüm bunların nedenini Aç kulaklarını iyi dinle beni Sanırım seviyorum seni... | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| | | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:31 pm | |
| SENİ ARIYORUM Anlatacak nelerim var bir bilsen İçimde ihtilaller kopmuş Kendimi sürgüne verdim Mutluluğum çoktan iflas etmiş İtiraza hakkım yok biliyorum Beni savunmak sana düştü Seni arıyorum... Yarım kalmış şiirlerim gibisin Yaşanmamış çocukluğumsun anılarımda Öylesine eksiğim sensiz Öylesine sahipsiz İşte bütün umutlara Havlu attım, gidiyorum İçimde geç kalmışlığın çaresizliği Çocuklar gibi ağlıyorum Ve gel gör ki, her damla gözyaşımda Yine seni arıyorum | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:31 pm | |
| Nereye gidersin sevdiğim… Hatırlamak için harcadığımızdan çok daha fazla çabayı unutmak için harcıyoruz herhalde. Unutmak… Çaresizlerin, fırtınalar arasında, bir gün oraya ulaşmanın düşünü kurdukları o acıklı sığınak.Hayatımıza girenleri ya da girmek için kapılarımızı zorlayanları silmek aklımızdan, onlar yokmuş gibi davranıp onlar yokmuş gibi yaşamak. Geçmişi, o geçmişi yaşayan parçamızla birlikte çıkartıp atmak içimizden, atılan her parçayla birlikte içimizde bir boşluk kalacağını bilerek yapmak bunu. Ya da yaşanacak birşeyler vaat edenleri, bir gün onları da unutmak zorunda kalacağımızı düşünerek, daha baştan unutmaya çalışmak, geçmiş gibi gelecekten de parçalar ayıklamak. Geçmişimiz ve geleceğimizle bir kazı yerine çevirmek hayatımızı. Nasıl bir öğüt vermeliyiz kendimize? “Unut “ mu demeliyiz? Sana zevk vermiş olanları ve zevk vaat edenleri unut. Hiçbir zaman yekpare bir kıta olamayıp birbirine köprülerle bağlı yüzlerce, binlerce küçük adacıktan oluşan hayatın parçalarını birbirine iliştiren köprüleri yakmalı mıyız? Hafızamızın en çok dönmek istediği, en çok özlediği adacığı mı, köprülerini yıkıp, hayat haritamızdan silmeliyiz? Geçmişimizde en çok özlediğimiz mi en çok unutmaya çalıştığımız? En unutulmaz olan mı en unutulmak istenen? Ya da geleceğimizde en fazla zevk vaat eden mi, köprüsünün başında en uzun oyalanıp gözlerimizi kapayarak, belki ben gözlerimi açana kadar, ışıklarıyla beni çeken o adacık aklımın haritasından silinir diye beklediğimiz? Hatırlamak için harcadığımız çabadan çok daha fazlasını unutmak için harcıyoruz. Unutabiliyor musunuz bari? Hayatınıza kazdığınız o çukurların etrafından dolaşıp geçebiliyor musunuz? Bir zamanlar bütün dünyayı birbirine katan o şarkıyı dinlediğinizde, sorulan sorunun cevabını verebiliyor musunuz: “Nereye gidersin sevdiğim, yatağında yalnızken? ” Nerelere gidiyorsunuz yalnızken yatağınızda? En çok gitmek ve en çok kaçmak isteğiniz yere mi? Geçmişte en yakınınız olmuş olan”şimdiki yabancıyı” ya da gelecekte en yakınınız olabilecek “şimdilik yabancıyı” hafızanızın derinliklerinden söküp uzak sürgünlere gönderdiğinizde onunla birlikte giden birşeyler olmuyor mu? Her “unutuş” bir “eksiliş” gibi gelmiyor mu size? Unuturken eksilmiyor musunuz? Ve korkmuyor musunuz, sımsıkı kapadığınızı sandığınız o sürgün kapıları bir gün aniden açılıverecek, sürgünleriniz, “nerelere gittiğinizi”hiç söyleyemeyeceğiniz yalnız yataklarınıza gülümseyerek geliverecekler diye? Ansızın geliveren bir zarftan çıkan Haydar Ergülen’in yanına mavi çarpı atılmış şiirindeki mısralardan haberdar mısınız: “Gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır” Acıyor mu gözleriniz, göze alamadığınız yakınlıklardan? Geçmişe ya da geleceğe doğru uzanan kaç köprü yaktınız bugüne dek; hayatınızın haritasını çizerken kendi ellerinizle, sevgiyle, gülümseyişle, sevişmeyle denizlerinize kondurduğunuz kaç adanın, unutuluşun depremleriyle suların derinliğine battığına tanıklık ettiniz? Kaç adayı batırmak için kaç deprem yarattınız, bir adanın üstünü kapatsın diye depremlerinizle yükselttiğiniz o dalgalar, o adayla birlikte daha başka neler yuttu sizden? Yıllar sonra bütün bu depremleri yarattığınız için affedebilecek misiniz kendinizi? “ ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir, öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak” Acıyor mu gözleriniz? Gözlerinizi bağışlayacak “öbür” gözleri aramıyor musunuz? Unutulanlar arasında en zor unutulanı olan o gözleri aramıyor musunuz? Kim bağışlayacak gözlerinizi, kim bağışlayacak? Kim bağışlayacak bu unutuşları? “sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim” Hatırlamak için harcadığımız çabadan çok daha fazlasını unutmak için harcıyoruz Bize zevk verenleri ya da zevk vaat edenleri unutmak, onları aklımızın haritasından silmek için. Unutuyoruz, her unutuşta biraz daha eksilerek.En hatırlanacak olanları unutmak derin sürgün yaraları açıyor içimizde. Ve biri soruyor bize şarkılar söyleyerek: ” “Nereye gidersin sevdiğim, yatağında yalnızken” Geçmiş köprüleri yakıyor, geleceğe uzanan köprülerin başında, o gelecek de kaybolsun diye bekliyoruz, geçmişi unuttuğumuz gibi geleceği de unutmaya çalışıyoruz. Zevk veren ve zevk vaat eden her şeyi unutmak için çabalayıp duruyoruz. Gözlerimiz unutmaktan ve ayrılıktan acıyor. “biri hepimizle göz göze gibi hala uykusuz, biri sis içinde kirpiklerine kadar açık bu sessizliği kim bıraktıysa, göremiyorum konuşkan gözlerinde tek sözcük bile, gözlerimiz birbirine değmiyor gecenin iki şehrinde.” Bu sessizliği kim bıraktı size? Gözleriniz birbirine değmiyorsa gecenin iki şehrinde bunun suçu kimde, neden değmiyor gözleriniz? Neden tek sözcük bile yok o konuşkan gözlerde? Geçmiş… Olan her şeyi biliyor ve unutmak için kıvranarak unutuyorsunuz. Gelecek… Olacak her şeyi tahmin ediyor ve kıvranarak unutmaya uğraşıyorsunuz. İki ucunu birden yıkıyorsunuz köprünüzün.Nereye gider bu köprüler, kendi eksilmişliklerinizden başka? Ve sen nereye gidersin sevdiğim, yatağında yalnızken? “İki şehri var gecenin, biri gözümde tütüyor, birinin dumanı üstünde yağmur gibi çöken siste, bana bu uykusuz şehri niye bıraktın, göze alamadığım bir şehrin yerine bütün şehirlerdesin.” Belki de hatırladıklarımızdan ziyade unuttuklarımızı taşıyoruz şehirlerden şehirlere, ”göze alamadığımız bir şehir” yerine her şehirde, yalnız yatağımıza yattığımızda unuttuklarımıza gidiyoruz. Hatırlamak için harcadığımızdan daha fazlasını unutmak için harcıyoruz. Ve bir şehirde unuttuklarımızı her şehirde hatırlıyoruz. Yekpare bir kıta değil çünkü hayat, adacıklardan oluşmuş dantelli bir harita ve unutmayla hatırlamanın med cezirlerinde, silindiğini sandığımız bir ada birden çıkıveriyor ortaya.Her şehirde çıkıyor. Unutmaya çalıştıklarınız zevk verdi çünkü, unutmaya çalıştıklarınız zevk vaat etti çünkü size. Unutmak, yaşanmış ve yaşanacak olanları yok etmek, silmek, haritanızı derin boşluklara koyu lacivert noktalara boyamak ve eksilmek istiyorsunuz. Unuttukça eksiliyorsunuz. Eksiliyorsunuz, ama unutabiliyor musunuz? Gözleriniz acımıyor mu gerçekten? Gözlerinizi bağışlayabildiniz mi? Peki şu şarkıyı dinliyor musunuz? “Nerelere gidersin sevdiğim, yalnızken yatağında? ” | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:32 pm | |
| zLedim Seni..
özledim seni... ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir. beynimi uyuşturuyor özlemin... çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca zamandır içimi ısıttığını yeni yeni anlıyorum Yokluğun, Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp mütemadiyen bir boşluğa Sabahları seni okşayarak başlamaları aksamları her isi bir kenara koyup seninle baş başa konuşmaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü... Nasılda serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne kadar yumuşak bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken Gitmeni asla istemediğim halde buna mecbur olduğunu görmek ve sana bunları söylemeden 'git artık' demek 'beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa' demek sana nede zor seni görmemek ve belki yıllar sonra karsılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden... yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek... | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:32 pm | |
| BEN AŞKIMI BEKLERKEN
Genç kız her gün olduğu gibi o günde yolunda giderken düşünceliydi. Zaten uzun zamandır bu halinden kurtulamamıştı. Düşüncelerinde hep onun gözleri vardı aklında onun gülüşü ve konuştukları her kelime tekrar tekrar çınlıyordu. Gözleri baktığı her kişiyi o diye görüyordu yani aklı oyun oynuyordu hiç oynamadığı kadar. Yürürken sadece yaşamak için yaşadığını fark etti. Onsuz geçen her günü onu daha da karamsar yapıyordu, daha çok ızdırap veriyordu, acı çekiyordu. İnsanları, yaşamayı, mutluluğu, gülmeyi hep onunla özdeştirip sadece onunla var olduğunu düşünüyordu. O gün yine her zamanki gibi köprünün üstünden geçiyordu. ?Ah bir dili olsa da konuşsa? acıyla yürüdüğü her adımda içindekileri anlatabilseydi. Kalbinde acıdan başka bir şeyi olmayan bu genç kızın hüzünlerini anlatabilseydi. Her adımda nasıl ağır ağır yürümek bile içinden gelmeden nasılda zorla yürüdüğünü. Bir zamanlar sevdiği bir insan olduğunu onun yanında mutluluktan havalara uçarak yürümelerini, onun gözlerinde bir cenneti var ettiğini, her kelimesinde bir çocuğun konuşması gibi heyecan ve coşkuyu yakalamasını, büyük bir aşkla ona sarılmasını...
Şimdi ise o firari sevgilinin yasını tutuyordu kalbi, daha ne kadar dayanabileceğini bilmeden. Rüzgar saçlarını okşarcasına ılık ılık esiyordu. Saçları çok güzeldi uzundu, rüzgarda dağılıyordu. Gözleri dünyanın en hüzünlü gözlerini taşıyordu, sanki her an bir yağmur tanesi düşecekmiş gibi bakışları manasızdı. Sadece yaşamak için yaşıyordu. Kendi kendine hep sorguluyordu hayatı. Neden doğdum? Neden ben varım? Neden onu sevdim? diye. Keşkeler aklının her köşesinde uçuşuyordu. Keşke doğmasaydım, keşke var olmasaydım, keşke hiç aşık olmasaydım...
Bazen denize bakardı köprünün üstünden, deniz ona huzur veriyordu. O engin mavilik büyük bir yalnızlık ve özgürlüktü onun için. Denizin güzelliği başka hiçbir güzelliğe benzemiyordu. Geceleri de ayın denize vurduğu yakamozları görüp aşkını hatırlardı. Tıpkı bizim gibi ! tıpkı bizim gibi kavuşamayan iki aşık misali diye düşünürdü. Kavuşamayan iki aşığa benzetirdi onları da. El ele yürüyen iki aşık görse kalbindeki ateşin bedenini yaktığını hisseder, içinden büyük bir ah geçirirdi. Hiçbir şey elinde değildi artık.
Oysa eskiden öylemiydi? Hayatı sever, insanları, yaşamayı, kendini kısacası her şeyi severdi. Aynaya baktığı zaman gözleriyle göz göze gelmek istemezdi. Çünkü kendi gözlerinde bile onu gördüğünü düşünürdü. Sır doluydu bakışları, acı dolu, umutsuzluk ve özlem dolu. Televizyondaki veya radyodaki bütün hüzünlü şarkılar sanki onun için yazılmıştı. Onları dinlerken hem acı çekiyor hem de bu acıdan değişik bir haz duyuyordu. Gönüllüydü sanki bunları yaşarken. Bir yerde güzel bir yazı bulduğunda hem ağlar hem de sonuna kadar okurdu. Artık kimse ile konuşmuyor, sadece okuyordu. Çok şey öğrenmişti o gittiğinden beri. Kendini avutmak için anlamlı veya anlamsız her şeyi okuyup dinler olmuştu, ama büyük bir sessizlikle. Sağır ve dilsiz gibi sadece yaşayarak. Içinden gelmiyordu biriyle konuşmak, içinden gelmiyordu mutluluk hakkında konuşmak...
Onu düşündüğü zamanlar dayanılmaz acılar çekiyordu. Onu unutmam lazım ne olursa olsun onu unutmam lazım diye geçiriyordu aklından. Onun sevmediğim yönlerini, beni nasıl kırdığını , onun yüzünden hayatımın dayanılmaz olduğunu düşünürsem belki onu unuturum diyordu... Ama ne var ki ne zaman onu düşünse onun hakkında tek bir kötü şey gelmiyordu aklına. Hep güzel geliyordu halâ güzel hayali. Küçücük bir evi vardı. Gecekondu sayılacak kadar küçük ama içinde huzur olan bir ev. Evin bir köşesinde duran sehpanın üstündeki balıkları en çok sevdiği bölümdü onun için. O balıklara gözü gibi bakardı önceleri. Şimdi ise bakımsızlıktan tek tek ölmüşlerdi. Yani onlarda bırakmıştı o yalnızlığında büsbütün. Evde kalabalık olmayacak kadar az kişi vardı. Bir annesi, bir babası, bir de küçük kardeşi. Onlar bile teselli olamıyordu yaşadıklarına. Aşk hem çok güzel bir o kadar da acı geliyordu ona. Ama yaşadıkları ona yetiyordu, hayaller kuruyordu. Belki bir gün, belki bir gün diyerek...
Yine her sabah olduğu gibi işe gitti, çıkışta o köprünün üzerindeydi ama bugün farklı olan bir şey vardı onun için kendini uzun zamandır hiç bu kadar huzurlu hissetmemişti. Bir karar vermişti artık, belki iyi belki kötü. O güzel saçları rüzgarda savrulurken sanki her şeye son kez bakar gibi özlemle bakıyordu. Bugün yürümüyordu o köprüde. Sadece durmuş denize bakıyordu, o çok sevdiği denize. Umutlarını, özlemlerini, hayallerini düşünerek. ..
Kalabalık bir grup insan başına toplanmıştı genç kızın. Yarım yamalak aralayabildiği gözleriyle hayal görüyorum sandı. Vah zavallı kız, neden yaptı? acaba, kim bilir ne derdi vardı? diyen kalabalığın sesleri yavaş yavaş uzaklaşıyordu kendinden. Sonunda o çok sevdiği denize, özgürlüğüne kavuşmuştu... | |
| | | NrSn Prenses
Mesaj Sayısı : 213 Yaş : 30 Nerden : A9A daN :D Tuttuğu Takım : Kayıt tarihi : 17/10/08
+rep sistemi Başarı Puanı: (999/20) Güçlülük: (999/20) Aktiflik: (999/20)
| Konu: Geri: Aşkı Anlatan Şiirler .. Çarş. Kas. 12, 2008 10:33 pm | |
| Hayat Seninle Olmalı
Hayat ya seninle olmalı; ya da hiç olmamalı, Akan damlalar sürekli olmalı Damlalar ask denizi olup tasmalı Aşk denizinde seninle yüzebilmeli Uçan martılar şarkımızı söylemeli Gökyüzü ikimize imrenmeli Hayatı seninle yönlendirebilmeli Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı Baharda açan çiçekler sen kokmalı Seni yudum yudum koklayabilmeli Sen bir gül olmalı Suyun dürüstlük olmalı Gübren aşk olmalı Güneşin ben olmalı Seni benden başka kimse koklamamalı Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı Gecenin ayazlarında rüzgar sen kokmalı Yanan sigaram sen olmalı Ciğerlerim seninle dolmalı Nefesim seni arzulamalı Gözlerim dumanından damlamalı Ayaklarım ayazda seninle adımlamalı Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı Saçlarım seninle parlamalı Gülüşün içimi ısıtmalı Kalbim her an seninle heyacanlanmalı Elllerim karanlıkta ellerini bulmalı Dudaklarım alacakaranlıkta seni sormalı Dillerim dillerini okşamalı her gecemiz aşk olmalı Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı Her yağmurda gökkuşağı olmalı Gökkuşağına seninle bakmalı Renklerini seninle saymalı Her sayışımızda sayı tam olmalı Eksik olursa kafaya takmamalı Her an hayatı seninle yudumlamalı Kırlarda seninle el ele çılgınca koşmalı Gelincikler laleler kulaklarında olmalı Onları senden kıskanmalı Kelebekler beraber kanatlanıp uçmalı Güldüğün zaman yüreğimde güller açmalı Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı Sana olan bu sözlerim daima olmalı Bizim sevgimiz sonsuzluk olmalı Konuşmalarımız aşk kokmalı Şiirlerimde sen olmalı Gönlüm seninle dolup taşmalı Ölüm sensiz olmamalı Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı | |
| | | | Aşkı Anlatan Şiirler .. | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|